19 Haziran 2011 Pazar

koku

kuyusundan uzaya ışınlanan
deniz canlıları için
güvertemiz ıslak
biz salıncak çocukları
güneşe doğru yüzen
sütlü kahvaltılar

13 Haziran 2011 Pazartesi

olunayd yasası

eriyerek ve yayılarak ve küçülerek yalınayak kar taneleri kurşun ağırlığında bilirsin kurşun ağırlığı küçük kızlar henüz çok küçükken kurşun tadar kusar kırmızı kırmızı karanlık kim ne derse eritsin göğsümde göğsüm diye diye diz kapaklarım açılmıyor çok genç savaş için çok genç ruhum turuncu ve bir o kadar kirli artık ordum ağzında haşlanmış yumurta tadı küçük kız zorla ye zorla kus çık çık terk et kus zehirli o sus tut git koş şimdi gel yık kus artık titre herşeyi titretene kadar terinle ıslanana kadar mutlaka bir bildikleri var şşşşşşşimdi gökyüzüüüü ve kelimeler bazen katildir yanyana düşen katillerden en az biri mutlaka ölecektir hayır çok genç ruhum bir savaşçı için çok genç ve ben hiç olmadığı kadar bir kirlinin banyo suyu gözlerim bağlı sırtımda martı çığlıkları hayat elbette uzak ama hiç olmadığı kadar ve belki gerçek senin bin aynalı odan orada gördüğünü sandığın değil gördüğünü bildiğin kadar gerçek olan gerçek tek ve seni yok saymak geriye doğru bardaktan geriye sarkar gibi birer birer damlatarak seni hiç bildiğim gibi olmamış gökyüzü ve benim de çatımda süvariler bekliyor tabutlarında ben burdan geçti gitti bak gördüğüme gördüm demem artık.